Hz. Muhammed (s.a.v.*)’in ailesi ve çocukları hakkında neler biliyorsunuz?
Hz. Muhammed’in Ailesi İçindeki Örnek Davranışları
Toplumun mutlu ve huzurlu olması, mutlu ve huzurlu ailelerin çokluğuyla mümkündür. Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamber olmasının yanı sıra örnek bir aile büyüğüydü. Hz. Muhammed (s.a.v.), birçok konuda olduğu gibi aile hayatıyla da bizlere örnektir. Kur’an’da, onun bizler için güzel bir örnek olduğu; “Andolsun, Allah’ın resulünde sizin için … güzel bir örnek vardır.” ayetiyle bildirilmektedir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) aile bireylerini çok sever ve sevgisini onlara her zaman gösterirdi. O küçük yaşta iken kaybettiği annesini unutmamış, zaman zaman mezarını ziyaret etmiş, orada duygulanıp ağlamıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hayatında ailesinin önemli bir yeri vardı. Başta eşi Hz. Hatice ve çocukları onun zor zamanlarında hep yanında olmuşlardı. Hz. Muhammed (s.a.v.) eşine ve çocuklarına karşı olan sevgisini sözleri ve davranışlarıyla gösterirdi. Onlardan ilgisini hiç bir zaman esirgemezdi. Hastalandıklarında veya bir problemleri olduğunda hep yanlarında olur ve onlara yardımcı olurdu. Hz. Muhammed (s.a.v.), Müslümanlara; çocuklarına karşı şefkatli ve saygılı olarak davranmalarını ve çocuklarının terbiyelerini güzelleştirmelerini tavsiye etmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.), çocuklarla ilgilenir, onlara değer verirdi. O her sözünde çocukları sevmenin ve onlarla ilgilenmenin önemini vurgulamıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v) , torunlarını da çok severdi. Namaz esnasında sırtına çıktıklarında onlar ininceye kadar secdesini uzatırdı. Bir gün torunu Hz. Hasan’ı severken yanına gelen bir kişi: "Benim on tane çocuğum var. Onlardan hiçbirini öpmüş değilim.” deyince Hz. Muhammed (s.a.v.): “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”diyerek bunun yanlışlığını vurgulamıştır. Torunları Hasan ve Hüseyin için şöyle dua etmiştir: “Bunlar benim oğullarım, kızımın oğulları. Allah’ım, ben onları seviyorum, senin de onları sevmeni niyaz ediyorum.”
Hz. Muhammed (s.a.v.), ailesi ve çocukları arasında ayrım yapmazdı. Bir şey aldığında her birine alırdı.O erkek çocuğunu kız çocuğuna tercih etmeyip eşit davranan kişinin cennetlik olacağını müjdeleyerek çocuklar arasında ayrım yapmamanın önemine dikkat çekmiştir.
Hz. Muhammed, (s.a.v.) aile bireylerine danışır ve onların görüşlerine değer verirdi. Örneğin, kendisine ilk vahiy geldiğinde bu durumu eşi Hz. Hatice’yle paylaşmış ve onun önerisiyle Varaka ile görüşmüştü.
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Müslümanlar, hicretin 6. yılında umre yapmak için Mekke yakınlarındaki Hudeybiye’ye gelmişlerdi. Fakat yapılan anlaşma gereği Kâbe’ye girmelerine izin verilmemişti. Bu durum Müslümanları çok üzmüştü. Hz. Muhammed (s.a.v.), anlaşma sonrası Müslü manlardan kurbanlarını kesip ihramdan çıkmalarını istedi. Müslümanlar yapılan anlaşma gereğince hac yapmadan dönmek durumunda kalmışlardı. Üzüntüleri nedeniyle Hz. Peygamberin bu isteğini hemen yerine getiremediler. Bu durum onun üzülmesine neden oldu. Eşi Ümmü Seleme’nin yanına gitti ve olayı ona anlattı. O da Hz. Muhammed (s.a.v.)’e:
Ey Allah’ın resulü! Artık bir şey söyleme. Sen kendi kurbanlarını kes ve ihramdan çıktığı nı göstermek için saçını tıraş et, dedi. Bizler de Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi aile içerisinde birbirimize değer vermeli, kardeşimizin, anne ve babamızın görüşlerine saygı duymalıyız. Bir konuda karar alırken ailemize danışmalıyız. Sorunların çözümünde birlikte hareket etmeliyiz.
Hz. Muhammed (s.a.v.) de bu söz üzerine kendi kurbanını kesip ihramdan çıktı. Hz. Muhammed (s.a.v.)’i gören Müslümanlar da kurbanlarını kesip ihramdan çıktılar. Hz. Peygamberin böyle zor bir zamanda eşine danışması ve bu yönde hareket etmesi eşinin görüşüne değer verdiğini göstermektedir.